Sezai Karakoç 3. Yılında Anıldı

Şair-yazar ve fikir insanı Sezai Karakoç, vefatının 3’üncü yılında diriliş düşüncesi ve İslam medeniyeti perspektifinin ele alındığı panelle anıldı.

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi’nde, Prof. Dr. Mahmut Hakkı Akın’ın yönettiği panelde, Prof. Dr. Münire Kevser Baş, “Diriliş Düşünce ve Estetiğinde Bütünlük: İmge-Kavram Mütekabiliyeti” başlıklı sunum yaptı.

Baş, konuşmasında, Karakoç’un estetik ve kavramsal içeriği uyumlu şekilde harmanlayarak edebi imgelerle kavramsal ifadeler arasında özgün bir denge kurup, estetik ve düşünceyi bütünleşik bir yapı olarak nasıl işlediğini değerlendirdi.

Akademik hayatının büyük bir kısmında Sezai Karakoç ile meşgul olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Baş, Karakoç’un, düşüncesinde bir sistematik sunduğunu aktardı.

Baş, “Aslında Karakoç’un kitapları küçük küçük ve ince ince biliyorsunuz ama işte az olan çoktur ya, o sadelik gerçekten de süreç içerisinde anladım ki ne kadar süzülmüş, derinleşmiş bir fikrin neticesi olarak ortaya çıkmıştır. Bilirsiniz, anlaşılması ilk okuyuşta kolay ama idrak edilmesi gerçekten zor metinlerdir Sezai Karakoç’un metinleri.” dedi.

Karakoç’un hem düz yazı hem de şiir yazdığını hatırlatan Baş, “Düz yazı yazıyor çünkü kavramları inşa ediyor. Çağdaş dünyada bir Müslümanın bakış açısı yeniden nasıl sağlıklı ve güncel olabilir, bunu ayağa kaldırmaya çalışıyor. Zaten diriliş bu. İnsanın fıtratına uygun bir şekilde idrakinin, hakikatle bağının yeniden tesis edilmesi gerekiyor. İşte imge bu nedenle çok önemli ve bu nedenle şiir yazıyor.” diye konuştu.

“Karakoç’a göre siyaset bir ahlak meselesi”

Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Durmaz da “Siyasetin Klasik Rotası: Dirilerek Diriltmek” başlıklı sunum yaptı.

Durmaz sunumunda, Karakoç’un “dirilerek diriltmek” düşüncesini siyasi bir çerçevede ele alarak, klasik ve modern kavramlar arasındaki karşıtlığı irdeleyip bu değerler aracılığıyla İslam medeniyetini yeniden canlandırma idealini yorumladı.

Karakoç’a göre politikanın teknik ve sanatsal yanları bulunduğunu, siyasetin öncelikle bir ahlak meselesi olduğunu dile getiren Durmaz, Karakoç’un ” Politika, insana ve eşyaya imanı nakşetme eylem ve direnişi demektir gözümde.” sözünü anımsattı.

Durmaz, “Merkezinde iman olan, bu imanın da eşyaya nakşedilmesini öngören bir tanım var. Karakoç’ta toplumsal bir değişim ve dönüşüm arzusu söz konusu.” dedi.

Karakoç’un “dirilmek” kavramını kullanmasının önemine dikkati çeken Durmaz, “Diriliş, ölümün kıyısında bir kavram. Bunun bilinçli bir şey olduğunu düşünüyorum. Modernitenin en önemli ötekilerinden biri ölümdür. Bunu yenmenin tek yolu üstüne gitmektir. Hayata anlam katan şey ölümün kendisidir. Karakoç, ölümle iç içe bir kuramsal felsefe ortaya koyuyor.” diye konuştu.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top